Şeyh Şamil
--------------------------------------------------------------------------------
Ruslara karşı Kafkasya`yı ayağa kaldıran mücahid, alim, veli. 1797 senesinde Dagıstan`ın Gimri köyünde dünyaya geldi. Bir Avar Türk`ü olan Denge ailesi reisi Muhammed`in oğludur. Doğunca, verilen Ali adına, geçirdiği bir hastalıktan sonra Şamil ismi de eklendi. İlmi ve mücadelelerde önderliği sebebiyle İmam-ı Şamil ve Şeyh Şamil namlarıyla meşhur oldu.
Şeyh Şamil bazı iddiaların aksine Çeçen veya Çerkez asıllı değil. Türk soyundandır. Böyle bir lider, kahraman, cesaret ve feragat örneği insan, inanın bu dünyaya az gelmiştir. Ruslara karşı amansız bir mücadele veren ve ömrünü bu uğurda feda eden büyük insan, mücadelesinin son günlerinde ailesinden ve en yakın savaşcılarından 400 kişi ile direnmeye devam etti, ancak aracılarla elçilerle teslim olması için yanına gönderilen annesine verdiği ceza, osmanlı padişahına olan serzenişi ve hac görevini yerine getirmesi ile ölümü, onun büyüklüğünün işaretlerini teşkil etmektedir. 1960 lı yıllarda Kars Senatörü olan Muzaffer Şamiloğlu`nun orada Şeyh Şamil`in torunu ile karşılaşması ve gerçekleri torunun ağzından dinlemesi sonucu kaleme aldığı Şeyh Şamil adlı eserinde bu gerçekler birinci ağızdan nakledilmiştir. Maalesef Şeyh Şamil 35 yıllık mücadelesinin sonunda teslim olurken yanında sadece Türkler daha açıkcası Dağıstanlı Karapapaklar vardı. Çeçenler ise Rusların öne sürdükleri vaadlere kanarak onu yalnız bırakmış ve teslim olmuşlardı. Biliyormusunuz Şeyh Şamil kutsal topraklarda ilken İslam aleminin tüm büyükleri, ulemaları, din adamları onu ziyaret etmeden hac görevini tamamlamamışlardır. ...
Otuz yaşına kadar tefsir, hadis, fıkıh, edebiyat, tarih, nahv ve fen bilgilerini ogrendi. Said Herekanî`den zahiri, Cemaleddin Kumuki`den batyni ilimleri ogrendi. Ilim tahsili icin gittigi Irak`ta Mevlana Halid-i Bagdadi hazretleriyle goruserek onun yuksek yoluna tabi oldu. Memleketine donusunde; cocukluk arkadasi Gazi Muhammed`in isgalci Ruslara karsi baslattigi Mucadeleye istirek etti. Gazi Muhammed, 1832`de Ruslar tarafindan sehid edildi. Onun yerine gecen Hamza Beyin de, 1834`te sehid edilmesi uzerine Dagistan mucahidleri, Seyh Samil`i imam sectiler. 39 yasinda imam secilen Seyh Samil, mucahidleri yeniden teskilatlandirdi. Iki metreyi asan boyu, atletik yapisi, metaneti, ilmi kudreti, hitabeti ve sarsilmaz imaniyla kendisine tabi olanlarin emniyetini kazandi. Bölük pörçük gruplar halinde olan bolge halkını etrafinda topladı.
Ruslara karsi tam bir birlik meydana getirdi. Teskilatlandirdigi mucahidler, Rus birliklerinin korkulu ruyasy oldu. Seyh Samil`in basit silahlarla yaptigi mucadelelere ruslar, kalabalik ve agir silahlarla cevap verdiler. 1834`ten 1859 yIlIna kadar Kafkasya, rus zulmune karsi Seyh Samil`in onderliginde direndi. Kafkasya`daki sanli direnis butun dunyada duyuldu. Halife-i muslimin Abdulmecid tarafindan desteklendi. Ancak sartlarin musait olmamasi sebebiyle istenilen olcude yardim yapilamadi. Buna ragmen, Kafkas mucahitleri zafer ustune zaferler kazandilar. Imam-i Samil, kendisine tabi olan bolgelerde naiblikler ve bes naiblikten bir vilayet kurdu.
Her vilayetin basina da din ve dunya islerini idare eden bir kumandan tayin etti. Naibler, vergi ve asker toplamak, kadilik yapmak ve Islamiyete uyulmasini temin etmekle vazifeliydiler. Her avulda bir kadi vazifeliydi. Kadi; asayisi muhafaza eder, olup-bitenleri naibe bildirir, naibde kumandan ve bilhassa Seyh Samil`den gelen emirleri avulda ilan ederdi. Her naib uc yuz atli savasci hazirlamak, iase ve ibate etmekle mukellefti. Koyde on evden bir savasci alinir ve bunun mensup oldugu aile tum vergilerden muaf tutulurdu. Bu savascilarin sayisi 1834`te bes bin kisiyi buldu. Ayrica on bes-elli yas arasi erkeklerin hepsi ata binme ve silah kullanmakta usta olmak zorundaydi. Cunku bunlar, baskinlar da evlerini bizzat muhahafazayla vazifeliydiler. Seyh Samil`in etrafinda yaklasik bin kisiden meydana gelen secme bir muhafiz birligi vardı.
Bunlar secatte ileri ve dinde kuvvetli kimselerdi. Bunlarin bekarlari evlenemez, evli olanlar, vazifeleri suresince aileleriyle gorusemezlerdi. Bunlar Islamiyet`e uymakta ve sIkIntIlara katlanmakta herkese ornek olma durumundaydilar. Vazifeleri Islamiyetin yayilmasiydi. Seyh Samil`in emirlerine kayitsiz sartsiz itaat ederlerdi. Ganimetten belirli bir pay alirlar, gittikleri avullar kendilerine ikram edebilmekle seref duyarlardi. Bu insanlarin arasindan ruslar, mucadelenin basindan sonuna kadar bir tek hain bulamadilar. Hepsi olumu Cennet`e ulastiracak bir kapi olarak gorduler. Kuzu postundan yapilmis kalpaklarInIn on tarafina yerlestirilen dort kose kul rengi bir bez parcasy onlari tanitmaya yeterdi. KalpaklarInIn uzerlerine yesil bir sarik sararlardi.
Askerler sari, subaylar siyah cerkez kiyafeti giyerlerdi. Seyh Samil, silahlarini Osmanlilardan ve kismen de Iran`dan temin ediyordu. Fakat kendilerinin de, Kubaci`de kayaliklar arasina yerlestirilmis cok eski ve buyuk bir imalathaneleri vardi. Devletin gelirlerini ise , avullardan alinan osur ve ruslardan alinan ganimetler teskil ediyordu. Seyh Samil, bir taraftan ruslara karsi silahla mucadele ederken, diger taraftan Kafkas Genclerini din bilgilerini ogrenmeleri icin tesvik etti. Din bilgisi olmayan cahillerin ruslara aldanacagini, vatanini koruyamayacagini, boylece hem dunyada esaret altinda kalacagini, hem de ahirette aci azaplara dusecegini anlatti. Kiside imanin alameti; "Hubb-i fillah ve Bugd-i fillah (Allahu Teala`nin dostuna dost, dusmanina dusman olmak)tir." derdi.
Seyh Samil, cihad hareketinin hIzInI kesmeden devami icin kanunlar koydu. bilhassa ruslarla anlasma yapilmasini teklif edenlere siddetli cezalar verilecegini bildirdi.
Durum boyleyken iki Cecen`den ruslaryn musluman koylerine yaptigi zulum ve iskenceleri dinleyen Seyh Samil`in annesi, oglundan ruslarla bir anlasma yapmasini istedi. Bu sozle beyninden vurulmusa donen Imam-I Samil, bir tarafta vatanin selameti ve bu ugurda kanInIn son damlasina kadar mucadeleye karar vermis insanlar, bir tarafta incitilmesi buyuk gunahlardan olan ana gibi iki muthis ates arasinda kaldi. Imam`in korktugu tek sey, Muslumanlarin kalplerindeki dusmanla mucadele azminin kaybedilmesi, imanlarinin sarsilmasiydi.
Halkin ruslarla anlasmaya meyletmeleri demek, esareti kabul edip, Islamin emirlerini yapamamak, yasaklarindan kacinamamak, itikatlarinin bozulmasi demekti. Din ve vatan icin bir degil, binlerce ana, ogul feda etmeye hazir olan Imam, naibleriyle gorustukten sonra: "Muhterem anama yuz sopa vurulacaktir." emrini bildirdi. Omuzlari cokmus, yaptigi hatanin uzuntusuyle rengi solmus bir halde ogluna bakan anne ise: "Oglum! Allahu Tealanin emrinden kil ucu kadar ayrilirsan emzirdigim sutu helal etmem! Verilecek cezayi simdiden kabul ediyor, adaletten zerre kadar sasmamani diliyorum." dedi. Herkes dehset icerisinde, gozleri yasli bu ananin kac sopaya dayanabilecegini dusunurken, unlu rus generellerine diz cokturmus kahraman Imam`in anasinin yanina varip diz coktugunu, sonra da ellerine sarilip optugunu gorduler.
Anasiyla helallesen Seyh Samil, Dargalilara donerek: "Anamin bu meselede, merhametinin coklugu sebebiyle baskalarina sefaat etmesinden ba?ka hicibir hatasi yoktur. Bu yaptigi hatanin cezasini da manevi olarak su ana kadar cektigi izdiraplarla odemistir. Maddi cezayi da onun her seyine varis olan oglu cekecektir." dedi. Herkes yerinde donmus bir vaziyette beklerken sirtini acti ve vazifelilere donup: "Emri yerine getirmekte bir an bile tereddut edip, elleri titreyenlere yaziklar olsun. Butun gucunuzle vurmanizi emrediyorum." dedi. Her sopada sirtindan kanlar fiskiran sanli mucahid, yuz sayisi tamamlandiginda, Allahu Teala`nin, kendisine verdigi sabir ve metanet icin sukur secdesine vardi. Seyh Samil`in ruslara kazandigi zaferlerin en meshuru Darga Savasidir.Dagistan`i ceviren yuz elli bin kisilik rus ordusu butun yollari kesti.
Seyh Şamil`in karargahina dogru ilerleyen on sekiz bin kisilik rus oncu birliginin komutani Voronzof, buyuk zayiat vererek vardigi Darga`dan 25 Temmuz 1845`te donuse gecti. Fakat uc general, yuz doksan bes subay ve uc bin dort yuz uc askeri, yollarda Seyh Samil`in mucahidleri tarafindan telef edildi. Voronzof, Seyh Samil`in yardimcisi olarak gordugu ormanlari yakmaya kalktiysa da basaramadi. 1851`de Sehy Samil`in naiblerinden Avar hani Haci Murad, ruslara iltihak etti. Avarlarin pekcogu hanlariyla birlikte ruslara iltihak etti. Fakat buna ragmen Seyh Samil on dort bin kisilik bir kuvvetle Tereke (Terekeme lakabının alındığı nehir) Nehrini gecerek Kabartay`i isgal etti. Fakat tutunamadi. KIrIm Savasi sonrasi Cecenistan ruslarin eline gecti. rus kuvvetleri, Seyh Samil`in Anadolu`dan ve Iran`dan gelen silah ikmal yollarini kestiler. Bu hadiseden sonra kucuk cemaatlere ayrilan bazi Cecenler Sehy Samil`in naiblerini terk ettiler.
Dagistan tamamen sarsildi. Carpisa carpisa Kuzey Dagistan`nin hakim meki Gunib`e ulasti. Ailesi ve cocuklari Gazi Muhammed ve Muhammed Sefi de kendisine iltihak etti. Dort yuz kisilik mucahid grubuyla kaleyi mudafaaya basladiysa da, tam teskilatli on dort rus taburunun topcu atesiyle sayilari yuze dusuverdi. Seyh Samil 6 Eylul 1859 gunu imzaladigi bir antlasma neticesinde iki ogluyla birlikte ruslara teslim olmak mecburiyetinde kaldi. Seyh Samil, daha sonra hac icin Istanbul ve MIsIr uzerinden Hicaz`a gitmek uzere rusya`yi terketti. Istanbul`da Abdulaziz Hanin misafiri oldu.
Butun arzulari yerine getirildi. MIsIr`da Hidiv Ismail Pasanin sarayinda bir ay kadar agirlandi ve bu sirada Cezayir kahramani Emir Abdulkadir`le de gorustu. 04 Şubat 1871`de Medine`de Hakk`in rahmetine kavusan Seyh Samil, Cennetu`l-Baki Kabristanina defnedildi. Seyh Samil`in oglu Mirliva Gazi Muhammed Samil Pasa, Osmanli hizmetine girdi. Doksanuç (1877-78) Harbinde Kafkasya cephesinde suvari tugayina kumanda etti. Seyh Samil`in torunlarindan Said Samil, Medine`de yasarken sonradan Istanbul`a geldi. 1980`lerde Istanbul`da vefat etti...